Preveze mi? İnebahtı mı? Doğu Akdeniz’de Gelecek var !
Preveze mi? İnebahtı mı? Doğu Akdeniz’de Gelecek var !
Doğu Akdeniz’ politikamızın gizli mimarı müstafi Tümamiral Cihat Yaycı’yı dinledim.Kendisi gerçekten ülkemizin yetiştirdiği çok değerli bir insan.Verdiği bilgiler,kendine olan eminliği ile doğrulanıyor. Paşamız diyor ki; Doğu Akdeniz’de ülkemizin 500 küsur yıl doğalgaz ihtiyacını karşılayacak enerji yatakları var. Sadece bu bilgi bile Doğu Akdeniz meselesini kızıl elma yapmaya yeterde artar. Hepimizin malumu ülkemizin kanayan en büyük yarası enerji ithalatı… Enerjide dışa bağımlılığımız yüzünden,ithal yaptığımız ülkeler, eli vanada bizimle politika yapıyorlar.İlk uzlaşmazlıkta “gazı keseriz “ sözünü çokça duyduk.Şimdi bu makus tarihi değiştirmek için tarihi fırsat önümüzde…
Doğu Akdeniz’de etkin, caydırıcı ve son yılların en başarılı dönemini yaşayan Türk Silahlı Kuvvetleri yunanların rüyalarını kabus etmeye devam ediyor. Donanmamız ise MİLGEM projeleri güçlenmiş, sismik araştırma gemilerimizi hilal gibi çerçevelemiş durumda. Hal böyle iken gelin biraz tarihe bakalım.
Akdeniz’de Osmanlı Donanması iki büyük savaş yaşadı. Bunlardan ilki Akdeniz’i Türk Gölü haline getiren 1538’de Preveze Deniz Zaferidir. Bu zaferde İspanya,Venedik,Cenevizliler,Papalık,Malta Şövalyelerinden oluşan Haçlı Donanmasını mağlup ettik. Donanmanın başında bulunan denizcilerin piri Barbaros Hayrettin Paşa öyle bir denizci ki vasiyeti bile şöyle olmuş; Beni leb-i deryaya gömün. Leventlerimin sesini ve denizin hırçın dalgalarını duymak istiyorum.
İkinci büyük savaşımız ise İnebahtı Deniz Savaşı. Bu savaşta mağlup oluyoruz. Fakat perde arkası günümüze ışık tutan cinsten.Preveze’de bulunan donanmamız sürekli destek talebinde bulunmasına rağmen bir türlü yardım gelmiyor.Divanda ki çekişmelerden ötürü,güçlü bir donanmanın Akdeniz’e uğurlanması kararı alınsa da,donanmanı başına bir karacı olan Müezzinzade Ali Paşa atanmasının ardından haçlı donanmasını karşılama görevi de yine karacı Pertev Mehmet Paşa’ya verilince mağlubiyet kaçınılmaz oldu.Her ne kadar Kıbrıs’ı alıp karşılık verilse de görülüyor ki “ tefrikanın” olduğu yerde başarı mümkün değildir.
Tarihin tekerrürden ibaret olduğu hepimizin kanısı ise,ülkemizin bu tarihi dönemecinde tefrikaya düşmeden Preveze’ye yelken açmalıyız diye düşünüyorum.Devletleri İmparatorluk yapan Akdeniz,geleceğimizin tayincisi olacaktır.
Abdurrahman Aksu
E-posta:abdrrhmn.aksu@gmail.com